Derviş Blog - cüz cüz, sure sure, kuran oku dinle yasin tebareke amme dualar

Yasin Tebareke Amme Amenerresulu oku Dinle, Rabbenağfirli,Ettehiyatu vecettehi duası,Cüz Cüz Hatim oku Derviş Blog

Rahman suresi türkçe okunuş sesli takip

Rahman suresi türkçe okunuş sesli takip


Kuranı kerimin 55. sıradaki 55.. suresi Rahman suresinin Kolay ezberleme ve doğru okuma için okunuşu ile latin harflerle yazılışını ve anlamını en kolay anlaşılan şekilde biraraya getirdik. dilerseniz mp3 olarak bu sureyi indirebilirsiniz. Allah Blogumdan faydalananlara zihin açıklığı versin.



rahman+suresi+latin+harflerle+yazılışı





Alternatif: >>> İndir


1.ayeti

Rahmân 1

  • Er rahmân(rahmânu).
  • بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ ٱلرَّحْمَٰنُ
  • (1-2) Rahmân, Kur’an’ı öğretti.
2.ayeti

Rahmân 2

  • Allemel kur’ân(kur’âne).
  • عَلَّمَ ٱلْقُرْءَانَ
  • (1-2) Rahmân, Kur’an’ı öğretti.
3.ayeti

Rahmân 3

  • Halakal insân(insâne).
  • خَلَقَ ٱلْإِنسَٰنَ
  • İnsanı yarattı.
4.ayeti

Rahmân 4

  • Allemehul beyân(beyâne).
  • عَلَّمَهُ ٱلْبَيَانَ
  • Ona beyanı (düşünüp ifade etmeyi) öğretti.
5.ayeti

Rahmân 5

  • Eş şemsu vel kameru bi husbân(husbânin).
  • ٱلشَّمْسُ وَٱلْقَمَرُ بِحُسْبَانٍ
  • Güneş ve ay bir hesaba göre hareket etmektedir.
6.ayeti

Rahmân 6

  • Ven necmu veş şeceru yescudân(yescudâni).
  • وَٱلنَّجْمُ وَٱلشَّجَرُ يَسْجُدَانِ
  • Otlar ve ağaçlar (Allah’a) boyun eğerler.
7.ayeti

Rahmân 7

  • Ves semâe refeahâ ve vedaal mîzân(mîzâne).
  • وَٱلسَّمَآءَ رَفَعَهَا وَوَضَعَ ٱلْمِيزَانَ
  • Göğü yükseltti ve ölçüyü koydu.
8.ayeti

Rahmân 8

  • Ellâ tatgav fîl mîzân(mîzâni).
  • أَلَّا تَطْغَوْا۟ فِى ٱلْمِيزَانِ
  • Ölçüde haddi aşmayın.
9.ayeti

Rahmân 9

  • Ve ekîmul vezne bil kıstı ve lâ tuhsırûl mîzân(mîzâne).
  • وَأَقِيمُوا۟ ٱلْوَزْنَ بِٱلْقِسْطِ وَلَا تُخْسِرُوا۟ ٱلْمِيزَانَ
  • Tartıyı adaletle yapın, teraziyi eksik tutmayın.
10.ayeti

Rahmân 10

  • Vel arda vedaahâ lil enâm(enâmi).
  • وَٱلْأَرْضَ وَضَعَهَا لِلْأَنَامِ
  • Allah, yeri yaratıklar için var etti.
11.ayeti

Rahmân 11

  • Fîhâ fâkihetun vennahlu zâtul ekmâm(ekmâmi).
  • فِيهَا فَٰكِهَةٌ وَٱلنَّخْلُ ذَاتُ ٱلْأَكْمَامِ
  • Orada meyve(ler) ve salkımlı hurma ağaçları vardır.
12.ayeti

Rahmân 12

  • Vel habbu zul asfi ver reyhân(reyhânu).
  • وَٱلْحَبُّ ذُو ٱلْعَصْفِ وَٱلرَّيْحَانُ
  • Yapraklı taneler, hoş kokulu bitkiler vardır.
13.ayeti

Rahmân 13

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
14.ayeti

Rahmân 14

  • Halakal insâne min salsâlin kel fehhâr(fehhâri).
  • خَلَقَ ٱلْإِنسَٰنَ مِن صَلْصَٰلٍ كَٱلْفَخَّارِ
  • Allah, insanı pişmiş çamur gibi bir balçıktan yarattı.
15.ayeti

Rahmân 15

  • Ve halakal cânne min mâricin min nâr(nârin).
  • وَخَلَقَ ٱلْجَآنَّ مِن مَّارِجٍ مِّن نَّارٍ
  • “Cin”i de yalın bir ateşten yarattı.
16.ayeti

Rahmân 16

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
17.ayeti

Rahmân 17

  • Rabbul meşrikayni ve rabbul magribeyn(magribeyni).
  • رَبُّ ٱلْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ ٱلْمَغْرِبَيْنِ
  • O, iki doğunun ve iki batının Rabbidir.
18.ayeti

Rahmân 18

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
19.ayeti

Rahmân 19

  • Merecel bahreyni yeltekıyân(yeltekıyâni).
  • مَرَجَ ٱلْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِ
  • (Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiştir; birbirine kavuşuyorlar.
20.ayeti

Rahmân 20

  • Beynehumâ berzehun lâ yebgıyân(yebgıyâni).
  • بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَّا يَبْغِيَانِ
  • (Fakat) aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmıyorlar.
21.ayeti

Rahmân 21

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
22.ayeti

Rahmân 22

  • Yahrucu min humel lûluu vel mercân(mercânu).
  • يَخْرُجُ مِنْهُمَا ٱللُّؤْلُؤُ وَٱلْمَرْجَانُ
  • O denizlerin her ikisinden de inci ve mercan çıkar.
23.ayeti

Rahmân 23

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
24.ayeti

Rahmân 24

  • Ve lehul cevâril munşeâtu fîl bahri kel alâm(alâmi).
  • وَلَهُ ٱلْجَوَارِ ٱلْمُنشَـَٔاتُ فِى ٱلْبَحْرِ كَٱلْأَعْلَٰمِ
  • Denizde akıp giden dağlar gibi yüksek gemiler de O’nundur.
25.ayeti

Rahmân 25

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
26.ayeti

Rahmân 26

  • Kullu men aleyhâ fân(fânin).
  • كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ
  • Yer üzerinde bulunan her canlı yok olacaktır.
27.ayeti

Rahmân 27

  • Ve yebkâ vechu rabbike zûl celâli vel ikrâm(ikrâmi).
  • وَيَبْقَىٰ وَجْهُ رَبِّكَ ذُو ٱلْجَلَٰلِ وَٱلْإِكْرَامِ
  • Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacaktır.
28.ayeti

Rahmân 28

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
29.ayeti

Rahmân 29

  • Yes’ eluhu men fis semâvâti vel ard(ardı), kulle yevmin huve fî şe’nin.
  • يَسْـَٔلُهُۥ مَن فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ ۚ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِى شَأْنٍ
  • Göklerde ve yerde bulunanlar, (her şeyi) O’ndan isterler. O, her an yeni bir ilâhî tasarruftadır.
30.ayeti

Rahmân 30

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
31.ayeti

Rahmân 31

  • Se nefrugu lekum eyyuhes sekalân(sekalâni).
  • سَنَفْرُغُ لَكُمْ أَيُّهَ ٱلثَّقَلَانِ
  • Yakında sizi de hesaba çekeceğiz, ey cinler ve insanlar!
32.ayeti

Rahmân 32

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
33.ayeti

Rahmân 33

  • Yâ ma´şerel cinni vel insi inisteta´tum en tenfuzû min aktâris semâvâti vel ardı fenfuz(fenfuzû), lâ tenfuzûne illâ bi sultân(sultânin).
  • يَٰمَعْشَرَ ٱلْجِنِّ وَٱلْإِنسِ إِنِ ٱسْتَطَعْتُمْ أَن تَنفُذُوا۟ مِنْ أَقْطَارِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ فَٱنفُذُوا۟ ۚ لَا تَنفُذُونَ إِلَّا بِسُلْطَٰنٍ
  • Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin uçlarından bucaklarından geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip gidin. Büyük bir güç olmadıkça geçip gidemezsiniz.
34.ayeti

Rahmân 34

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
35.ayeti

Rahmân 35

  • Yurselu aleykumâ şuvâzun min nârin ve nuhâsun fe lâ tentesırân(tentesırâni).
  • يُرْسَلُ عَلَيْكُمَا شُوَاظٌ مِّن نَّارٍ وَنُحَاسٌ فَلَا تَنتَصِرَانِ
  • Üstünüze ateşten yalın bir alevle kıpkızıl bir duman gönderilir de kendinizi koruyamazsınız.
36.ayeti

Rahmân 36

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
37.ayeti

Rahmân 37

  • Fe îzen şakkatis semâu fe kânet verdeten keddihân(keddihâni).
  • فَإِذَا ٱنشَقَّتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتْ وَرْدَةً كَٱلدِّهَانِ
  • Gök yarılıp da, yanıp kızaran yağ gibi kırmızı gül hâline geldiği zaman (hâliniz ne olur?)
38.ayeti

Rahmân 38

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
39.ayeti

Rahmân 39

  • Fe yevme îzin lâ yus’elu an zenbihî insun ve lâ cânn(cânnun).
  • فَيَوْمَئِذٍ لَّا يُسْـَٔلُ عَن ذَنۢبِهِۦٓ إِنسٌ وَلَا جَآنٌّ
  • İşte o gün ne insana, ne cine günahı sorulmayacak.
40.ayeti

Rahmân 40

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
41.ayeti

Rahmân 41

  • Yu’reful mucrımûne bi sîmâhum fe yu’hazu bin nevâsî vel akdâm(akdâmi).
  • يُعْرَفُ ٱلْمُجْرِمُونَ بِسِيمَٰهُمْ فَيُؤْخَذُ بِٱلنَّوَٰصِى وَٱلْأَقْدَامِ
  • Suçlular simalarından tanınır da, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.
42.ayeti

Rahmân 42

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
43.ayeti

Rahmân 43

  • Hâzihî cehennemulletî yukezzibu bi hel mucrimûn(mucrimûne).
  • هَٰذِهِۦ جَهَنَّمُ ٱلَّتِى يُكَذِّبُ بِهَا ٱلْمُجْرِمُونَ
  • İşte bu suçluların yalanladıkları cehennemdir.
44.ayeti

Rahmân 44

  • Yetûfûne beynehâ ve beyne hamîmin ân(ânin).
  • يَطُوفُونَ بَيْنَهَا وَبَيْنَ حَمِيمٍ ءَانٍ
  • Onlar, cehennem ateşi ile yüksek derecede kaynar su arasında gider gelirler.
45.ayeti

Rahmân 45

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
46.ayeti

Rahmân 46

  • Ve li men hâfe makâme rabbihî cennetân(cennetâni).
  • وَلِمَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِۦ جَنَّتَانِ
  • Rabbinin huzurunda (hesap vermek üzere) duracağından korkan kimseye iki cennet vardır.
47.ayeti

Rahmân 47

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
48.ayeti

Rahmân 48

  • Zevâtâ efnân(efnânin).
  • ذَوَاتَآ أَفْنَانٍ
  • İki cennet de (ağaçlar, meyveler, rengârenk bitkiler gibi) çeşit çeşit güzelliklerle bezenmiştir.
49.ayeti

Rahmân 49

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
50.ayeti

Rahmân 50

  • Fîhi mâ aynâni tecriyân(tecriyâni).
  • فِيهِمَا عَيْنَانِ تَجْرِيَانِ
  • İçlerinde akan iki pınar vardır.
51.ayeti

Rahmân 51

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
52.ayeti

Rahmân 52

  • Fîhi mâ min kulli fâkihetin zevcân(zevcâni).
  • فِيهِمَا مِن كُلِّ فَٰكِهَةٍ زَوْجَانِ
  • İkisinde de her meyveden çift çift vardır.
53.ayeti

Rahmân 53

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
54.ayeti

Rahmân 54

  • Muttekiîne alâ furuşin betâinuhâ min istebrak(istebrakin), ve cenel cenneteyni dân(dânin).
  • مُتَّكِـِٔينَ عَلَىٰ فُرُشٍۭ بَطَآئِنُهَا مِنْ إِسْتَبْرَقٍ ۚ وَجَنَى ٱلْجَنَّتَيْنِ دَانٍ
  • Onlar astarları kalın ipekten olan döşeklere yaslanırlar. Bu iki cennetin meyveleri (zahmetsizce alınacak kadar) yakındır.
55.ayeti

Rahmân 55

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
56.ayeti

Rahmân 56

  • Fîhinne kâsirâtut tarfi lem yatmishunne insun kablehum ve lâ cânn(cânnun).
  • فِيهِنَّ قَٰصِرَٰتُ ٱلطَّرْفِ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ إِنسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَآنٌّ
  • Oralarda bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş dilberler vardır. Onlara eşlerinden önce ne bir insan, ne bir cin dokunmuştur.
57.ayeti

Rahmân 57

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
58.ayeti

Rahmân 58

  • Ke enne hunnel yâkûtu vel mercân(mercânu).
  • كَأَنَّهُنَّ ٱلْيَاقُوتُ وَٱلْمَرْجَانُ
  • Onlar sanki yakut ve mercandır.
59.ayeti

Rahmân 59

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
60.ayeti

Rahmân 60

  • Hel cezâul ihsâni illel ihsân(ihsânu).
  • هَلْ جَزَآءُ ٱلْإِحْسَٰنِ إِلَّا ٱلْإِحْسَٰنُ
  • İyiliğin karşılığı, yalnız iyiliktir.
61.ayeti

Rahmân 61

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
62.ayeti

Rahmân 62

  • Ve min dûnihimâ cennetân(cennetâni).
  • وَمِن دُونِهِمَا جَنَّتَانِ
  • Bu iki cennetten başka iki cennet daha vardır.
63.ayeti

Rahmân 63

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
64.ayeti

Rahmân 64

  • Mud hâmmetân(hâmmetâni).
  • مُدْهَآمَّتَانِ
  • O iki cennet koyu yeşil renktedir.
65.ayeti

Rahmân 65

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
66.ayeti

Rahmân 66

  • Fîhi mâ aynâni neddâhatân(neddâhatâni).
  • فِيهِمَا عَيْنَانِ نَضَّاخَتَانِ
  • İçlerinde kaynayan iki pınar vardır.
67.ayeti

Rahmân 67

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
68.ayeti

Rahmân 68

  • Fîhi mâ fâkihetun ve nahlun ve rummân(rummânun).
  • فِيهِمَا فَٰكِهَةٌ وَنَخْلٌ وَرُمَّانٌ
  • İçlerinde her türlü meyve, hurma ve nar vardır.
69.ayeti

Rahmân 69

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
70.ayeti

Rahmân 70

  • Fîhinne hayrâtun hisân(hisânun).
  • فِيهِنَّ خَيْرَٰتٌ حِسَانٌ
  • Onlarda huyları güzel, yüzleri güzel dilberler vardır.
71.ayeti

Rahmân 71

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
72.ayeti

Rahmân 72

  • Hûrun maksûrâtun fîl hiyâm(hiyâmi).
  • حُورٌ مَّقْصُورَٰتٌ فِى ٱلْخِيَامِ
  • Onlar, çadırlara kapanmış hurilerdir.
73.ayeti

Rahmân 73

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
74.ayeti

Rahmân 74

  • Lem yatmishunne insun kablehum ve lâ cânn(cânnun).
  • لَمْ يَطْمِثْهُنَّ إِنسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَآنٌّ
  • Onlara, eşlerinden önce ne bir insan ne bir cin dokunmuştur.
75.ayeti

Rahmân 75

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
76.ayeti

Rahmân 76

  • Muttekiîne alâ refrefin hudrin ve abkariyyin hisân(hisânin).
  • مُتَّكِـِٔينَ عَلَىٰ رَفْرَفٍ خُضْرٍ وَعَبْقَرِىٍّ حِسَانٍ
  • Onlar yeşil yastıklara ve güzel yaygılara yaslanırlar, (nimetlenirler).
77.ayeti

Rahmân 77

  • Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
  • فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
  • O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
78.ayeti

Rahmân 78

  • Tebârekesmu rabbike zîl celâli vel ikrâm(ikrâmi).
  • تَبَٰرَكَ ٱسْمُ رَبِّكَ ذِى ٱلْجَلَٰلِ وَٱلْإِكْرَامِ
  • Azamet ve ikram sahibi Rabbinin adı yücedir.


önceki sure
Kamer Suresi
Sonraki Sure
Vakia Suresi



< - >

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Buraya Bir Yorum bırakarak sayfaya değer katabilirsiniz..

❗ Yorumlar Denetlendikten sonra yayınlanır ❗