Rahman suresi türkçe okunuş sesli takip
Kuranı kerimin 55. sıradaki 55.. suresi Rahman suresinin Kolay ezberleme ve doğru okuma için okunuşu ile latin harflerle yazılışını ve anlamını en kolay anlaşılan şekilde biraraya getirdik. dilerseniz mp3 olarak bu sureyi indirebilirsiniz. Allah Blogumdan faydalananlara zihin açıklığı versin.
1.ayeti
Rahmân 1
- Er rahmân(rahmânu).
- بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ ٱلرَّحْمَٰنُ
- (1-2) Rahmân, Kur’an’ı öğretti.
2.ayeti
Rahmân 2
- Allemel kur’ân(kur’âne).
- عَلَّمَ ٱلْقُرْءَانَ
- (1-2) Rahmân, Kur’an’ı öğretti.
3.ayeti
Rahmân 3
- Halakal insân(insâne).
- خَلَقَ ٱلْإِنسَٰنَ
- İnsanı yarattı.
4.ayeti
Rahmân 4
- Allemehul beyân(beyâne).
- عَلَّمَهُ ٱلْبَيَانَ
- Ona beyanı (düşünüp ifade etmeyi) öğretti.
5.ayeti
Rahmân 5
- Eş şemsu vel kameru bi husbân(husbânin).
- ٱلشَّمْسُ وَٱلْقَمَرُ بِحُسْبَانٍ
- Güneş ve ay bir hesaba göre hareket etmektedir.
6.ayeti
Rahmân 6
- Ven necmu veş şeceru yescudân(yescudâni).
- وَٱلنَّجْمُ وَٱلشَّجَرُ يَسْجُدَانِ
- Otlar ve ağaçlar (Allah’a) boyun eğerler.
7.ayeti
Rahmân 7
- Ves semâe refeahâ ve vedaal mîzân(mîzâne).
- وَٱلسَّمَآءَ رَفَعَهَا وَوَضَعَ ٱلْمِيزَانَ
- Göğü yükseltti ve ölçüyü koydu.
8.ayeti
Rahmân 8
- Ellâ tatgav fîl mîzân(mîzâni).
- أَلَّا تَطْغَوْا۟ فِى ٱلْمِيزَانِ
- Ölçüde haddi aşmayın.
9.ayeti
Rahmân 9
- Ve ekîmul vezne bil kıstı ve lâ tuhsırûl mîzân(mîzâne).
- وَأَقِيمُوا۟ ٱلْوَزْنَ بِٱلْقِسْطِ وَلَا تُخْسِرُوا۟ ٱلْمِيزَانَ
- Tartıyı adaletle yapın, teraziyi eksik tutmayın.
10.ayeti
Rahmân 10
- Vel arda vedaahâ lil enâm(enâmi).
- وَٱلْأَرْضَ وَضَعَهَا لِلْأَنَامِ
- Allah, yeri yaratıklar için var etti.
11.ayeti
Rahmân 11
- Fîhâ fâkihetun vennahlu zâtul ekmâm(ekmâmi).
- فِيهَا فَٰكِهَةٌ وَٱلنَّخْلُ ذَاتُ ٱلْأَكْمَامِ
- Orada meyve(ler) ve salkımlı hurma ağaçları vardır.
12.ayeti
Rahmân 12
- Vel habbu zul asfi ver reyhân(reyhânu).
- وَٱلْحَبُّ ذُو ٱلْعَصْفِ وَٱلرَّيْحَانُ
- Yapraklı taneler, hoş kokulu bitkiler vardır.
13.ayeti
Rahmân 13
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
14.ayeti
Rahmân 14
- Halakal insâne min salsâlin kel fehhâr(fehhâri).
- خَلَقَ ٱلْإِنسَٰنَ مِن صَلْصَٰلٍ كَٱلْفَخَّارِ
- Allah, insanı pişmiş çamur gibi bir balçıktan yarattı.
15.ayeti
Rahmân 15
- Ve halakal cânne min mâricin min nâr(nârin).
- وَخَلَقَ ٱلْجَآنَّ مِن مَّارِجٍ مِّن نَّارٍ
- “Cin”i de yalın bir ateşten yarattı.
16.ayeti
Rahmân 16
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
17.ayeti
Rahmân 17
- Rabbul meşrikayni ve rabbul magribeyn(magribeyni).
- رَبُّ ٱلْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ ٱلْمَغْرِبَيْنِ
- O, iki doğunun ve iki batının Rabbidir.
18.ayeti
Rahmân 18
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
19.ayeti
Rahmân 19
- Merecel bahreyni yeltekıyân(yeltekıyâni).
- مَرَجَ ٱلْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِ
- (Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiştir; birbirine kavuşuyorlar.
20.ayeti
Rahmân 20
- Beynehumâ berzehun lâ yebgıyân(yebgıyâni).
- بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَّا يَبْغِيَانِ
- (Fakat) aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmıyorlar.
21.ayeti
Rahmân 21
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
22.ayeti
Rahmân 22
- Yahrucu min humel lûluu vel mercân(mercânu).
- يَخْرُجُ مِنْهُمَا ٱللُّؤْلُؤُ وَٱلْمَرْجَانُ
- O denizlerin her ikisinden de inci ve mercan çıkar.
23.ayeti
Rahmân 23
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
24.ayeti
Rahmân 24
- Ve lehul cevâril munşeâtu fîl bahri kel alâm(alâmi).
- وَلَهُ ٱلْجَوَارِ ٱلْمُنشَـَٔاتُ فِى ٱلْبَحْرِ كَٱلْأَعْلَٰمِ
- Denizde akıp giden dağlar gibi yüksek gemiler de O’nundur.
25.ayeti
Rahmân 25
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
26.ayeti
Rahmân 26
- Kullu men aleyhâ fân(fânin).
- كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ
- Yer üzerinde bulunan her canlı yok olacaktır.
27.ayeti
Rahmân 27
- Ve yebkâ vechu rabbike zûl celâli vel ikrâm(ikrâmi).
- وَيَبْقَىٰ وَجْهُ رَبِّكَ ذُو ٱلْجَلَٰلِ وَٱلْإِكْرَامِ
- Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacaktır.
28.ayeti
Rahmân 28
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
29.ayeti
Rahmân 29
- Yes’ eluhu men fis semâvâti vel ard(ardı), kulle yevmin huve fî şe’nin.
- يَسْـَٔلُهُۥ مَن فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ ۚ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِى شَأْنٍ
- Göklerde ve yerde bulunanlar, (her şeyi) O’ndan isterler. O, her an yeni bir ilâhî tasarruftadır.
30.ayeti
Rahmân 30
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
31.ayeti
Rahmân 31
- Se nefrugu lekum eyyuhes sekalân(sekalâni).
- سَنَفْرُغُ لَكُمْ أَيُّهَ ٱلثَّقَلَانِ
- Yakında sizi de hesaba çekeceğiz, ey cinler ve insanlar!
32.ayeti
Rahmân 32
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
33.ayeti
Rahmân 33
- Yâ ma´şerel cinni vel insi inisteta´tum en tenfuzû min aktâris semâvâti vel ardı fenfuz(fenfuzû), lâ tenfuzûne illâ bi sultân(sultânin).
- يَٰمَعْشَرَ ٱلْجِنِّ وَٱلْإِنسِ إِنِ ٱسْتَطَعْتُمْ أَن تَنفُذُوا۟ مِنْ أَقْطَارِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ فَٱنفُذُوا۟ ۚ لَا تَنفُذُونَ إِلَّا بِسُلْطَٰنٍ
- Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin uçlarından bucaklarından geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip gidin. Büyük bir güç olmadıkça geçip gidemezsiniz.
34.ayeti
Rahmân 34
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
35.ayeti
Rahmân 35
- Yurselu aleykumâ şuvâzun min nârin ve nuhâsun fe lâ tentesırân(tentesırâni).
- يُرْسَلُ عَلَيْكُمَا شُوَاظٌ مِّن نَّارٍ وَنُحَاسٌ فَلَا تَنتَصِرَانِ
- Üstünüze ateşten yalın bir alevle kıpkızıl bir duman gönderilir de kendinizi koruyamazsınız.
36.ayeti
Rahmân 36
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
37.ayeti
Rahmân 37
- Fe îzen şakkatis semâu fe kânet verdeten keddihân(keddihâni).
- فَإِذَا ٱنشَقَّتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتْ وَرْدَةً كَٱلدِّهَانِ
- Gök yarılıp da, yanıp kızaran yağ gibi kırmızı gül hâline geldiği zaman (hâliniz ne olur?)
38.ayeti
Rahmân 38
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
39.ayeti
Rahmân 39
- Fe yevme îzin lâ yus’elu an zenbihî insun ve lâ cânn(cânnun).
- فَيَوْمَئِذٍ لَّا يُسْـَٔلُ عَن ذَنۢبِهِۦٓ إِنسٌ وَلَا جَآنٌّ
- İşte o gün ne insana, ne cine günahı sorulmayacak.
40.ayeti
Rahmân 40
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
41.ayeti
Rahmân 41
- Yu’reful mucrımûne bi sîmâhum fe yu’hazu bin nevâsî vel akdâm(akdâmi).
- يُعْرَفُ ٱلْمُجْرِمُونَ بِسِيمَٰهُمْ فَيُؤْخَذُ بِٱلنَّوَٰصِى وَٱلْأَقْدَامِ
- Suçlular simalarından tanınır da, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.
42.ayeti
Rahmân 42
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
43.ayeti
Rahmân 43
- Hâzihî cehennemulletî yukezzibu bi hel mucrimûn(mucrimûne).
- هَٰذِهِۦ جَهَنَّمُ ٱلَّتِى يُكَذِّبُ بِهَا ٱلْمُجْرِمُونَ
- İşte bu suçluların yalanladıkları cehennemdir.
44.ayeti
Rahmân 44
- Yetûfûne beynehâ ve beyne hamîmin ân(ânin).
- يَطُوفُونَ بَيْنَهَا وَبَيْنَ حَمِيمٍ ءَانٍ
- Onlar, cehennem ateşi ile yüksek derecede kaynar su arasında gider gelirler.
45.ayeti
Rahmân 45
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
46.ayeti
Rahmân 46
- Ve li men hâfe makâme rabbihî cennetân(cennetâni).
- وَلِمَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِۦ جَنَّتَانِ
- Rabbinin huzurunda (hesap vermek üzere) duracağından korkan kimseye iki cennet vardır.
47.ayeti
Rahmân 47
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
48.ayeti
Rahmân 48
- Zevâtâ efnân(efnânin).
- ذَوَاتَآ أَفْنَانٍ
- İki cennet de (ağaçlar, meyveler, rengârenk bitkiler gibi) çeşit çeşit güzelliklerle bezenmiştir.
49.ayeti
Rahmân 49
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
50.ayeti
Rahmân 50
- Fîhi mâ aynâni tecriyân(tecriyâni).
- فِيهِمَا عَيْنَانِ تَجْرِيَانِ
- İçlerinde akan iki pınar vardır.
51.ayeti
Rahmân 51
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
52.ayeti
Rahmân 52
- Fîhi mâ min kulli fâkihetin zevcân(zevcâni).
- فِيهِمَا مِن كُلِّ فَٰكِهَةٍ زَوْجَانِ
- İkisinde de her meyveden çift çift vardır.
53.ayeti
Rahmân 53
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
54.ayeti
Rahmân 54
- Muttekiîne alâ furuşin betâinuhâ min istebrak(istebrakin), ve cenel cenneteyni dân(dânin).
- مُتَّكِـِٔينَ عَلَىٰ فُرُشٍۭ بَطَآئِنُهَا مِنْ إِسْتَبْرَقٍ ۚ وَجَنَى ٱلْجَنَّتَيْنِ دَانٍ
- Onlar astarları kalın ipekten olan döşeklere yaslanırlar. Bu iki cennetin meyveleri (zahmetsizce alınacak kadar) yakındır.
55.ayeti
Rahmân 55
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
56.ayeti
Rahmân 56
- Fîhinne kâsirâtut tarfi lem yatmishunne insun kablehum ve lâ cânn(cânnun).
- فِيهِنَّ قَٰصِرَٰتُ ٱلطَّرْفِ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ إِنسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَآنٌّ
- Oralarda bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş dilberler vardır. Onlara eşlerinden önce ne bir insan, ne bir cin dokunmuştur.
57.ayeti
Rahmân 57
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
58.ayeti
Rahmân 58
- Ke enne hunnel yâkûtu vel mercân(mercânu).
- كَأَنَّهُنَّ ٱلْيَاقُوتُ وَٱلْمَرْجَانُ
- Onlar sanki yakut ve mercandır.
59.ayeti
Rahmân 59
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
60.ayeti
Rahmân 60
- Hel cezâul ihsâni illel ihsân(ihsânu).
- هَلْ جَزَآءُ ٱلْإِحْسَٰنِ إِلَّا ٱلْإِحْسَٰنُ
- İyiliğin karşılığı, yalnız iyiliktir.
61.ayeti
Rahmân 61
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
62.ayeti
Rahmân 62
- Ve min dûnihimâ cennetân(cennetâni).
- وَمِن دُونِهِمَا جَنَّتَانِ
- Bu iki cennetten başka iki cennet daha vardır.
63.ayeti
Rahmân 63
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
64.ayeti
Rahmân 64
- Mud hâmmetân(hâmmetâni).
- مُدْهَآمَّتَانِ
- O iki cennet koyu yeşil renktedir.
65.ayeti
Rahmân 65
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
66.ayeti
Rahmân 66
- Fîhi mâ aynâni neddâhatân(neddâhatâni).
- فِيهِمَا عَيْنَانِ نَضَّاخَتَانِ
- İçlerinde kaynayan iki pınar vardır.
67.ayeti
Rahmân 67
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
68.ayeti
Rahmân 68
- Fîhi mâ fâkihetun ve nahlun ve rummân(rummânun).
- فِيهِمَا فَٰكِهَةٌ وَنَخْلٌ وَرُمَّانٌ
- İçlerinde her türlü meyve, hurma ve nar vardır.
69.ayeti
Rahmân 69
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
70.ayeti
Rahmân 70
- Fîhinne hayrâtun hisân(hisânun).
- فِيهِنَّ خَيْرَٰتٌ حِسَانٌ
- Onlarda huyları güzel, yüzleri güzel dilberler vardır.
71.ayeti
Rahmân 71
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
72.ayeti
Rahmân 72
- Hûrun maksûrâtun fîl hiyâm(hiyâmi).
- حُورٌ مَّقْصُورَٰتٌ فِى ٱلْخِيَامِ
- Onlar, çadırlara kapanmış hurilerdir.
73.ayeti
Rahmân 73
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
74.ayeti
Rahmân 74
- Lem yatmishunne insun kablehum ve lâ cânn(cânnun).
- لَمْ يَطْمِثْهُنَّ إِنسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَآنٌّ
- Onlara, eşlerinden önce ne bir insan ne bir cin dokunmuştur.
75.ayeti
Rahmân 75
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
76.ayeti
Rahmân 76
- Muttekiîne alâ refrefin hudrin ve abkariyyin hisân(hisânin).
- مُتَّكِـِٔينَ عَلَىٰ رَفْرَفٍ خُضْرٍ وَعَبْقَرِىٍّ حِسَانٍ
- Onlar yeşil yastıklara ve güzel yaygılara yaslanırlar, (nimetlenirler).
77.ayeti
Rahmân 77
- Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân(tukezzibâni).
- فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
- O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
78.ayeti
Rahmân 78
- Tebârekesmu rabbike zîl celâli vel ikrâm(ikrâmi).
- تَبَٰرَكَ ٱسْمُ رَبِّكَ ذِى ٱلْجَلَٰلِ وَٱلْإِكْرَامِ
- Azamet ve ikram sahibi Rabbinin adı yücedir.
önceki sure
Kamer Suresi Sonraki Sure
Vakia Suresi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Buraya Bir Yorum bırakarak sayfaya değer katabilirsiniz..
❗ Yorumlar Denetlendikten sonra yayınlanır ❗