Derviş Blog - cüz cüz, sure sure, kuran oku dinle yasin tebareke amme dualar

Yasin Tebareke Amme Amenerresulu oku Dinle, Rabbenağfirli,Ettehiyatu vecettehi duası,Cüz Cüz Hatim oku Derviş Blog

Abese suresi türkçe okunuş sesli takip

Abese suresi türkçe okunuş sesli takip


Kuranı kerimin 80 sıradaki 80. suresi (80. sure) Abese suresinin Kolay ezberleme ve doğru okuma için okunuşu ile latin harflerle yazılışını ve anlamını en kolay anlaşılan şekilde biraraya getirdik. dilerseniz mp3 olarak bu sureyi indirebilirsiniz. Allah Blogumdan faydalananlara zihin açıklığı versin.



abese+suresi+latin+harflerle+yazılışı





Alternatif: >>> İndir


1.ayeti

Abese 1

  • Abese ve tevellâ.
  • بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ عَبَسَ وَتَوَلَّىٰٓ
  • (1-2) Kendisine o âmâ geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü.
2.ayeti

Abese 2

  • En câehul a’mâ.
  • أَن جَآءَهُ ٱلْأَعْمَىٰ
  • (1-2) Kendisine o âmâ geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü.
3.ayeti

Abese 3

  • Ve mâ yudrîke leallehu yezzekkâ.
  • وَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّهُۥ يَزَّكَّىٰٓ
  • (Ey Muhammed!) Ne bilirsin, belki de o arınacak,
4.ayeti

Abese 4

  • Ev yezzekkeru fe tenfeahuz zikrâ.
  • أَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنفَعَهُ ٱلذِّكْرَىٰٓ
  • Yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecek.
5.ayeti

Abese 5

  • Emmâ menistagnâ.
  • أَمَّا مَنِ ٱسْتَغْنَىٰ
  • Kendini muhtaç hissetmeyene gelince;
6.ayeti

Abese 6

  • Fe ente lehu tesaddâ.
  • فَأَنتَ لَهُۥ تَصَدَّىٰ
  • Sen, ona yöneliyorsun.
7.ayeti

Abese 7

  • Ve mâ aleyke ellâ yezzekkâ.
  • وَمَا عَلَيْكَ أَلَّا يَزَّكَّىٰ
  • (İstemiyorsa) onun arınmamasından sana ne!
8.ayeti

Abese 8

  • Ve emmâ men câeke yes’â.
  • وَأَمَّا مَن جَآءَكَ يَسْعَىٰ
  • (8-10) Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun.
9.ayeti

Abese 9

  • Ve huve yahşâ.
  • وَهُوَ يَخْشَىٰ
  • (8-10) Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun.
10.ayeti

Abese 10

  • Fe ente anhu telehhâ.
  • فَأَنتَ عَنْهُ تَلَهَّىٰ
  • (8-10) Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun.
11.ayeti

Abese 11

  • Kellâ innehâ tezkirah(tezkiratun).
  • كَلَّآ إِنَّهَا تَذْكِرَةٌ
  • Hayır, böyle yapma! Çünkü bu (Kur’an) bir öğüttür.
12.ayeti

Abese 12

  • Fe men şâe zekerah(zekerahu).
  • فَمَن شَآءَ ذَكَرَهُۥ
  • Dileyen ondan öğüt alır.
13.ayeti

Abese 13

  • Fî suhufin mukerrameh(mukerrametin).
  • فِى صُحُفٍ مُّكَرَّمَةٍ
  • (13-16) O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir.
14.ayeti

Abese 14

  • Merfûatin mutahherah(mutahheratin).
  • مَّرْفُوعَةٍ مُّطَهَّرَةٍۭ
  • (13-16) O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir.
15.ayeti

Abese 15

  • Bi eydî seferah(seferatin).
  • بِأَيْدِى سَفَرَةٍ
  • (13-16) O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir.
16.ayeti

Abese 16

  • Kirâmin berarah(beraratin).
  • كِرَامٍۭ بَرَرَةٍ
  • (13-16) O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir.
17.ayeti

Abese 17

  • Kutilel insânu mâ ekferah(ekferahu).
  • قُتِلَ ٱلْإِنسَٰنُ مَآ أَكْفَرَهُۥ
  • Kahrolası (inkârcı) insan! Ne nankördür o!
18.ayeti

Abese 18

  • Min eyyi şey’in halakah(halakahu).
  • مِنْ أَىِّ شَىْءٍ خَلَقَهُۥ
  • Allah, onu hangi şeyden yarattı?
19.ayeti

Abese 19

  • Min nutfeh(nutfetin), halakahu fe kadderah(kadderahu).
  • مِن نُّطْفَةٍ خَلَقَهُۥ فَقَدَّرَهُۥ
  • Az bir sudan (meniden). Onu yarattı ve ona ölçülü bir şekil verdi.
20.ayeti

Abese 20

  • Summes sebîle yesserah(yesserahu).
  • ثُمَّ ٱلسَّبِيلَ يَسَّرَهُۥ
  • Sonra ona yolu kolaylaştırdı.
21.ayeti

Abese 21

  • Summe emâtehu fe akberah(akberahu).
  • ثُمَّ أَمَاتَهُۥ فَأَقْبَرَهُۥ
  • Sonra onu öldürdü ve kabre koydu.
22.ayeti

Abese 22

  • Summe izâ şâe enşerah(enşerahu).
  • ثُمَّ إِذَا شَآءَ أَنشَرَهُۥ
  • Sonra, dilediği vakit onu diriltir.
23.ayeti

Abese 23

  • Kellâ lemmâ yakdı mâ emerah(emerahu).
  • كَلَّا لَمَّا يَقْضِ مَآ أَمَرَهُۥ
  • Hayır, hayır o, Allah’ın kendisine emrettiğini yerine getirmedi. (İman etmedi.)
24.ayeti

Abese 24

  • Felyanzuril insânu ilâ taâmih(taâmihî).
  • فَلْيَنظُرِ ٱلْإِنسَٰنُ إِلَىٰ طَعَامِهِۦٓ
  • Her şeyden önce insan, yediği yemeğine bir baksın!
25.ayeti

Abese 25

  • Ennâ sabebnel mâe sabbâ(sabben).
  • أَنَّا صَبَبْنَا ٱلْمَآءَ صَبًّا
  • Gerçekten biz, yağmuru bol bol yağdırdık.
26.ayeti

Abese 26

  • Summe şekaknel arda şakkâ(şakkan).
  • ثُمَّ شَقَقْنَا ٱلْأَرْضَ شَقًّا
  • Sonra toprağı, iyiden iyiye yardık!
27.ayeti

Abese 27

  • Fe enbetnâ fîhâ habbâ(habben).
  • فَأَنۢبَتْنَا فِيهَا حَبًّا
  • (27-32) Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık.
28.ayeti

Abese 28

  • Ve ineben ve kadbâ(kadben).
  • وَعِنَبًا وَقَضْبًا
  • (27-32) Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık.
29.ayeti

Abese 29

  • Ve zeytûnen ve nahlâ(nahlen).
  • وَزَيْتُونًا وَنَخْلًا
  • (27-32) Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık.
30.ayeti

Abese 30

  • Ve hadâika gulbâ(gulben).
  • وَحَدَآئِقَ غُلْبًا
  • (27-32) Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık.
31.ayeti

Abese 31

  • Ve fâkiheten ve ebbâ(ebben).
  • وَفَٰكِهَةً وَأَبًّا
  • (27-32) Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık.
32.ayeti

Abese 32

  • Metâan lekum ve li en’âmikum.
  • مَّتَٰعًا لَّكُمْ وَلِأَنْعَٰمِكُمْ
  • (27-32) Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık.
33.ayeti

Abese 33

  • Fe izâ câetis sahhâh(sahhâtu).
  • فَإِذَا جَآءَتِ ٱلصَّآخَّةُ
  • (33-37) Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır.
34.ayeti

Abese 34

  • Yevme yefirrul mer’u min ehîh(ehîhi).
  • يَوْمَ يَفِرُّ ٱلْمَرْءُ مِنْ أَخِيهِ
  • (33-37) Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır.
35.ayeti

Abese 35

  • Ve ummihî ve ebîh(ebîhi).
  • وَأُمِّهِۦ وَأَبِيهِ
  • (33-37) Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır.
36.ayeti

Abese 36

  • Ve sâhıbetihî ve benîh(benîhi).
  • وَصَٰحِبَتِهِۦ وَبَنِيهِ
  • (33-37) Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır.
37.ayeti

Abese 37

  • Li kullimriin minhum yevmeizin şe’nun yugnîh(yugnîhi).
  • لِكُلِّ ٱمْرِئٍ مِّنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْنِيهِ
  • (33-37) Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır.
38.ayeti

Abese 38

  • Vucûhun yevmeizin musfirah(musfiratun).
  • وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُّسْفِرَةٌ
  • O gün birtakım yüzler vardır ki pırıl pırıl parlarlar,
39.ayeti

Abese 39

  • Dâhıketun mustebşirah(mustebşiratun).
  • ضَاحِكَةٌ مُّسْتَبْشِرَةٌ
  • Gülerler, sevinirler.
40.ayeti

Abese 40

  • Ve vucûhun yevmeizin aleyhâ gaberah(gaberatun).
  • وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ
  • O gün nice yüzler de vardır ki, toz toprak içindedirler.
41.ayeti

Abese 41

  • Terhekuhâ katerah(kateratun).
  • تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌ
  • Onları bir siyahlık bürür.
42.ayeti

Abese 42

  • Ulâike humul keferetul fecerah(feceratu).
  • أُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْكَفَرَةُ ٱلْفَجَرَةُ
  • İşte onlar, kâfirlerdir, günaha dalanlardır.

< - >

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Buraya Bir Yorum bırakarak sayfaya değer katabilirsiniz..

❗ Yorumlar Denetlendikten sonra yayınlanır ❗