Mutaffifîn suresi türkçe okunuş sesli takip
Kuranı kerimin 83. sıradaki 83. suresi (83. sure) Mutaffifîn suresinin Kolay ezberleme ve doğru okuma için okunuşu ile latin harflerle yazılışını ve anlamını en kolay anlaşılan şekilde biraraya getirdik. dilerseniz surenin sonundan mp3 olarak bu sureyi indirebilirsiniz. Allah Blogumdan faydalananlara zihin açıklığı versin.
1.ayeti
Mutaffifîn 1
- Veylun lil mutaffifîn(mutaffifîne).
- بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ وَيْلٌ لِّلْمُطَفِّفِينَ
- Ölçüde ve tartıda hile yapanların vay hâline!
2.ayeti
Mutaffifîn 2
- Ellezîne izektâlû alen nâsi yestevfûn(yestevfûne).
- ٱلَّذِينَ إِذَا ٱكْتَالُوا۟ عَلَى ٱلنَّاسِ يَسْتَوْفُونَ
- Onlar insanlardan (bir şey) ölçüp aldıkları zaman, tam ölçerler.
3.ayeti
Mutaffifîn 3
- Ve izâ kâlûhum ev vezenûhum yuhsirûn(yuhsirûne).
- وَإِذَا كَالُوهُمْ أَو وَّزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَ
- Fakat kendileri onlara bir şey ölçüp, yahut tartıp verdikleri zaman eksik ölçüp tartarlar.
4.ayeti
Mutaffifîn 4
- Elâ yezunnu ulâike ennehum meb´ûsûn(meb´ûsûne).
- أَلَا يَظُنُّ أُو۟لَٰٓئِكَ أَنَّهُم مَّبْعُوثُونَ
- (4-6) Onlar, büyük bir gün; insanların, âlemlerin Rabbinin huzurunda duracakları gün için diriltileceklerini sanmıyorlar mı?
5.ayeti
Mutaffifîn 5
- Li yevmin azîm(azîmin).
- لِيَوْمٍ عَظِيمٍ
- (4-6) Onlar, büyük bir gün; insanların, âlemlerin Rabbinin huzurunda duracakları gün için diriltileceklerini sanmıyorlar mı?
6.ayeti
Mutaffifîn 6
- Yevme yekûmun nâsu li rabbil âlemîn(âlemîne).
- يَوْمَ يَقُومُ ٱلنَّاسُ لِرَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ
- (4-6) Onlar, büyük bir gün; insanların, âlemlerin Rabbinin huzurunda duracakları gün için diriltileceklerini sanmıyorlar mı?
7.ayeti
Mutaffifîn 7
- Kellâ inne kitâbel fuccâri le fî siccîn(siccînin).
- كَلَّآ إِنَّ كِتَٰبَ ٱلْفُجَّارِ لَفِى سِجِّينٍ
- Hayır, günahkârların yazısı, muhakkak “Siccîn”dedir.
8.ayeti
Mutaffifîn 8
- Ve mâ edrâke mâ siccîn(siccînun).
- وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا سِجِّينٌ
- “Siccîn”in ne olduğunu sen ne bileceksin.
9.ayeti
Mutaffifîn 9
- Kitâbun merkûm(merkûmun).
- كِتَٰبٌ مَّرْقُومٌ
- O, yazılmış bir kitaptır.
10.ayeti
Mutaffifîn 10
- Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
- وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
- (10-11) O gün yalanlayanların; hesap ve ceza gününü yalanlayanların vay hâline!
11.ayeti
Mutaffifîn 11
- Ellezîne yukezzibûne bi yevmiddîn(yevmiddîni).
- ٱلَّذِينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوْمِ ٱلدِّينِ
- (10-11) O gün yalanlayanların; hesap ve ceza gününü yalanlayanların vay hâline!
12.ayeti
Mutaffifîn 12
- Ve mâ yukezzıbu bihî illâ kullu mu’tedin esîm(esîmin).
- وَمَا يُكَذِّبُ بِهِۦٓ إِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ
- Onu, ancak her azgın, günahkâr kimse inkâr eder.
13.ayeti
Mutaffifîn 13
- İzâ tutlâ aleyhi âyâtunâ kâle esâtîrul evvelîn(evvelîne).
- إِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِ ءَايَٰتُنَا قَالَ أَسَٰطِيرُ ٱلْأَوَّلِينَ
- Ona âyetlerimiz okununca, “Eskilerin masalları” der.
14.ayeti
Mutaffifîn 14
- Kellâ bel râne alâ kulûbihim mâ kânû yeksibûn(yeksibûne).
- كَلَّا ۖ بَلْ ۜ رَانَ عَلَىٰ قُلُوبِهِم مَّا كَانُوا۟ يَكْسِبُونَ
- Hayır, hayır! Doğrusu onların kazanmakta oldukları kalplerini paslandırmıştır.
15.ayeti
Mutaffifîn 15
- Kellâ innehum an rabbihim yevmeizin le mahcûbûn(mahcûbûne).
- كَلَّآ إِنَّهُمْ عَن رَّبِّهِمْ يَوْمَئِذٍ لَّمَحْجُوبُونَ
- Hayır, şüphesiz onlar, kıyamet günü Rablerini görmekten mahrum bırakılacaklardır.
16.ayeti
Mutaffifîn 16
- Summe innehum le sâlul cahîm(cahîmi).
- ثُمَّ إِنَّهُمْ لَصَالُوا۟ ٱلْجَحِيمِ
- Sonra onlar muhakkak cehenneme gireceklerdir.
17.ayeti
Mutaffifîn 17
- Summe yukâlu hâzellezî kuntum bihî tukezzibûn(tukezzibûne).
- ثُمَّ يُقَالُ هَٰذَا ٱلَّذِى كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ
- Sonra da onlara, “Yalanlamakta olduğunuz işte budur” denecektir.
18.ayeti
Mutaffifîn 18
- Kellâ inne kitâbel ebrâri lefî illiyyîn(illiyyîne).
- كَلَّآ إِنَّ كِتَٰبَ ٱلْأَبْرَارِ لَفِى عِلِّيِّينَ
- Hayır (sandıkları gibi değil!) iyilerin yazısı “İlliyyûn”dadır.
19.ayeti
Mutaffifîn 19
- Ve mâ edrâke mâ ılliyyûn(ılliyyûne).
- وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا عِلِّيُّونَ
- “İlliyyûn”un ne olduğunu sen ne bileceksin.
20.ayeti
Mutaffifîn 20
- Kitâbun merkûm(merkûmun).
- كِتَٰبٌ مَّرْقُومٌ
- O, yazılmış bir kitaptır.
21.ayeti
Mutaffifîn 21
- Yeşheduhul mukarrebûn(mukarrebûne).
- يَشْهَدُهُ ٱلْمُقَرَّبُونَ
- Ona, Allah’a yakın olanlar şâhit olur.
22.ayeti
Mutaffifîn 22
- İnnel ebrâre le fî naîm(naîmi).
- إِنَّ ٱلْأَبْرَارَ لَفِى نَعِيمٍ
- Şüphesiz iyi kimseler, Naîm cennetindedirler.
23.ayeti
Mutaffifîn 23
- Alel erâiki yenzurûn(yenzurûne).
- عَلَى ٱلْأَرَآئِكِ يَنظُرُونَ
- Koltuklar üzerinde, (etrafı) seyrederler.
24.ayeti
Mutaffifîn 24
- Ta’rifu fî vucûhihim nadraten naîm(naîmi).
- تَعْرِفُ فِى وُجُوهِهِمْ نَضْرَةَ ٱلنَّعِيمِ
- Onların yüzlerinde, nimetlerin sevincini görürsün.
25.ayeti
Mutaffifîn 25
- Yuskavne min rahîkın mahtûm(mahtûmin).
- يُسْقَوْنَ مِن رَّحِيقٍ مَّخْتُومٍ
- Onlara, mühürlü (el değmemiş) saf bir içecekten içirilir.
26.ayeti
Mutaffifîn 26
- Hitâmuhu misk(miskun). ve fî zâlike fel yetenâfesil mutenâfisûn(mutenâfisûne).
- خِتَٰمُهُۥ مِسْكٌ ۚ وَفِى ذَٰلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ ٱلْمُتَنَٰفِسُونَ
- Onun (içiminin) sonu bir misktir (ağızda misk gibi koku bırakır). İşte yarışanlar, bunun için yarışsınlar.
27.ayeti
Mutaffifîn 27
- Ve mizâcuhu min tesnîm(tesnîmin).
- وَمِزَاجُهُۥ مِن تَسْنِيمٍ
- O içeceğin katkısı tesnimdir.
28.ayeti
Mutaffifîn 28
- Aynen yeşrebu bihel mukarrabûn(mukarrabûne).
- عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا ٱلْمُقَرَّبُونَ
- Bir pınar ki, Allah’a yakın olanlar ondan içerler.
29.ayeti
Mutaffifîn 29
- İnnellezîne ecremû kânû minellezîne âmenû yadhakûn(yadhakûne).
- إِنَّ ٱلَّذِينَ أَجْرَمُوا۟ كَانُوا۟ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ يَضْحَكُونَ
- Şüphesiz günahkârlar, (dünyada) iman edenlere gülüyorlardı.
30.ayeti
Mutaffifîn 30
- Ve iza merrû bihim yetegâmezûne.
- وَإِذَا مَرُّوا۟ بِهِمْ يَتَغَامَزُونَ
- Mü’minler yanlarından geçtiğinde, birbirlerine kaş göz ederek onlarla alay ediyorlardı.
31.ayeti
Mutaffifîn 31
- Ve izenkalebû ilâ ehlihimunkalebû fekihîn(fekihîne).
- وَإِذَا ٱنقَلَبُوٓا۟ إِلَىٰٓ أَهْلِهِمُ ٱنقَلَبُوا۟ فَكِهِينَ
- Ailelerine dönerken zevk ve neşe içinde gülüşe gülüşe dönüyorlardı.
32.ayeti
Mutaffifîn 32
- Ve izâ reevhum kâlû inne hâulâi ledâllûn(ledâllûne).
- وَإِذَا رَأَوْهُمْ قَالُوٓا۟ إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ لَضَآلُّونَ
- Mü’minleri gördükleri vakit, “Hiç şüphe yok, şunlar sapık kimselerdir” diyorlardı.
33.ayeti
Mutaffifîn 33
- Ve mâ ursilû aleyhim hâfızîn(hâfızîne).
- وَمَآ أُرْسِلُوا۟ عَلَيْهِمْ حَٰفِظِينَ
- Hâlbuki onlar, mü’minlerin başına bekçi olarak gönderilmemişlerdi.
34.ayeti
Mutaffifîn 34
- Felyevmellezîne âmenû minel kuffârı yadhakûn(yadhakûne).
- فَٱلْيَوْمَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مِنَ ٱلْكُفَّارِ يَضْحَكُونَ
- İşte bugün de mü’minler kâfirlere gülerler.
35.ayeti
Mutaffifîn 35
- Alel erâiki yanzurûn(yanzurûne).
- عَلَى ٱلْأَرَآئِكِ يَنظُرُونَ
- Koltuklar üzerinde (etrafı) seyrederler.
36.ayeti
Mutaffifîn 36
- Hel suvvibel kuffâru mâ kânû yef’alûn(yef’alûne).
- هَلْ ثُوِّبَ ٱلْكُفَّارُ مَا كَانُوا۟ يَفْعَلُونَ
- Nasıl, kâfirler yapmakta olduklarının karşılığını buldular mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Buraya Bir Yorum bırakarak sayfaya değer katabilirsiniz..
❗ Yorumlar Denetlendikten sonra yayınlanır ❗