Kıyâme suresi türkçe okunuş sesli takip
Kuranı kerimin 75. sıradaki 75. suresi (75. sure) Kıyâme suresinin Kolay ezberleme ve doğru okuma için okunuşu ile latin harflerle yazılışını ve anlamını en kolay anlaşılan şekilde biraraya getirdik. dilerseniz mp3 olarak bu sureyi indirebilirsiniz. Allah Blogumdan faydalananlara zihin açıklığı versin.
1.ayeti
Kıyâmet 1
- Lâ uksimu bi yevmil kıyâmeh(kıyâmeti).
- بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ لَآ أُقْسِمُ بِيَوْمِ ٱلْقِيَٰمَةِ
- Kıyamet gününe yemin ederim.
2.ayeti
Kıyâmet 2
- Ve lâ uksimu bin nefsil levvâmeh(levvâmeti).
- وَلَآ أُقْسِمُ بِٱلنَّفْسِ ٱللَّوَّامَةِ
- (Kusurlarından dolayı kendini) kınayan nefse de yemin ederim (ki diriltilip hesaba çekileceksiniz).
3.ayeti
Kıyâmet 3
- E yahsebul insânu ellen necmea ızâ meh(mehu).
- أَيَحْسَبُ ٱلْإِنسَٰنُ أَلَّن نَّجْمَعَ عِظَامَهُۥ
- İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya getiremeyeceğimizi mi sanır?
4.ayeti
Kıyâmet 4
- Belâ kâdirîne alâ en nusevviye benâ neh(nehu).
- بَلَىٰ قَٰدِرِينَ عَلَىٰٓ أَن نُّسَوِّىَ بَنَانَهُۥ
- Evet bizim, onun parmak uçlarını bile düzenlemeye gücümüz yeter.
5.ayeti
Kıyâmet 5
- Bel yurîdul insânu li yefcure emâmeh(emâmehu).
- بَلْ يُرِيدُ ٱلْإِنسَٰنُ لِيَفْجُرَ أَمَامَهُۥ
- Fakat insan önünü (geleceğini, kıyameti) yalanlamak ister.
6.ayeti
Kıyâmet 6
- Yes’elu eyyâne yevmul kıyâmeh(kıyâmeti).
- يَسْـَٔلُ أَيَّانَ يَوْمُ ٱلْقِيَٰمَةِ
- “O kıyamet günü ne zaman?” diye sorar.
7.ayeti
Kıyâmet 7
- Fe izâ berikal basar(basaru).
- فَإِذَا بَرِقَ ٱلْبَصَرُ
- (7-10) Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan “kaçış nereye?” diyecektir.
8.ayeti
Kıyâmet 8
- Ve hasefel kamer(kameru).
- وَخَسَفَ ٱلْقَمَرُ
- (7-10) Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan “kaçış nereye?” diyecektir.
9.ayeti
Kıyâmet 9
- Ve cumiaş şemsu vel kamer(kameru).
- وَجُمِعَ ٱلشَّمْسُ وَٱلْقَمَرُ
- (7-10) Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan “kaçış nereye?” diyecektir.
10.ayeti
Kıyâmet 10
- Yekûlul insânu yevme izin eynel meferr(meferru).
- يَقُولُ ٱلْإِنسَٰنُ يَوْمَئِذٍ أَيْنَ ٱلْمَفَرُّ
- (7-10) Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan “kaçış nereye?” diyecektir.
11.ayeti
Kıyâmet 11
- Kellâ lâ vezer(vezere).
- كَلَّا لَا وَزَرَ
- Hayır, hiçbir sığınacak yer yoktur.
12.ayeti
Kıyâmet 12
- İlâ rabbike yevme izinil mustekar(mustekarru).
- إِلَىٰ رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ ٱلْمُسْتَقَرُّ
- O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur.
13.ayeti
Kıyâmet 13
- Yunebbeul insânu yevme izin bimâ kaddeme ve ahhar(ahhâre).
- يُنَبَّؤُا۟ ٱلْإِنسَٰنُ يَوْمَئِذٍۭ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ
- O gün insana, yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geri bıraktığı şeyler haber verilir.
14.ayeti
Kıyâmet 14
- Belil insânu alâ nefsihî basîreth(basîretun).
- بَلِ ٱلْإِنسَٰنُ عَلَىٰ نَفْسِهِۦ بَصِيرَةٌ
- (14-15) Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da, o gün insan kendi aleyhine şahittir.
15.ayeti
Kıyâmet 15
- Ve lev elkâ meâzîreh(meâzîrehu).
- وَلَوْ أَلْقَىٰ مَعَاذِيرَهُۥ
- (14-15) Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da, o gün insan kendi aleyhine şahittir.
16.ayeti
Kıyâmet 16
- Lâ tuharrik bihî lisâneke li ta’cele bihî.
- لَا تُحَرِّكْ بِهِۦ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِۦٓ
- (Ey Muhammed!) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma.
17.ayeti
Kıyâmet 17
- İnne aleynâ cem’ahu ve kur’ânehu.
- إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُۥ وَقُرْءَانَهُۥ
- Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir.
18.ayeti
Kıyâmet 18
- Fe izâ kara’nâhu fettebi’kur’ânehu.
- فَإِذَا قَرَأْنَٰهُ فَٱتَّبِعْ قُرْءَانَهُۥ
- O hâlde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy.
19.ayeti
Kıyâmet 19
- Summe inne aleynâ beyânehu.
- ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُۥ
- Sonra onu açıklamak da bize aittir.
20.ayeti
Kıyâmet 20
- Kellâ bel tuhıbbûnel âcileh(âcilete).
- كَلَّا بَلْ تُحِبُّونَ ٱلْعَاجِلَةَ
- (20-21) Hayır! Siz dünyayı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.
21.ayeti
Kıyâmet 21
- Ve tezerûnel âhıreh(âhirete).
- وَتَذَرُونَ ٱلْءَاخِرَةَ
- (20-21) Hayır! Siz dünyayı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.
22.ayeti
Kıyâmet 22
- Vucûhun yevme izin nâdıreh(nâdıretun).
- وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاضِرَةٌ
- O gün birtakım yüzler aydındır.
23.ayeti
Kıyâmet 23
- İlâ rabbihâ nâzıreh(nâziretun).
- إِلَىٰ رَبِّهَا نَاظِرَةٌ
- Rablerine bakarlar.
24.ayeti
Kıyâmet 24
- Ve vucûhun yevme izin bâsireth(bâsiretun).
- وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍۭ بَاسِرَةٌ
- O gün birtakım yüzler de asıktır.
25.ayeti
Kıyâmet 25
- Tezunnu en yuf’ale bihâ fâkıreh(fâkıretun).
- تَظُنُّ أَن يُفْعَلَ بِهَا فَاقِرَةٌ
- Bel kemiklerini kıran bir felakete uğratılacaklarını anlarlar.
26.ayeti
Kıyâmet 26
- Kellâ izâ belegatit terâkıy(terâkıye).
- كَلَّآ إِذَا بَلَغَتِ ٱلتَّرَاقِىَ
- (26-30) Hayır, can boğaza dayandığı, “Kimdir (bunu) iyi edecek?” dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.
27.ayeti
Kıyâmet 27
- Ve kîle men râk(râkın).
- وَقِيلَ مَنْ ۜ رَاقٍ
- (26-30) Hayır, can boğaza dayandığı, “Kimdir (bunu) iyi edecek?” dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.
28.ayeti
Kıyâmet 28
- Ve zanne ennehul firâk(firâku).
- وَظَنَّ أَنَّهُ ٱلْفِرَاقُ
- (26-30) Hayır, can boğaza dayandığı, “Kimdir (bunu) iyi edecek?” dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.
29.ayeti
Kıyâmet 29
- Velteffetis sâku bis sâk(sâkı).
- وَٱلْتَفَّتِ ٱلسَّاقُ بِٱلسَّاقِ
- (26-30) Hayır, can boğaza dayandığı, “Kimdir (bunu) iyi edecek?” dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.
30.ayeti
Kıyâmet 30
- İlâ rabbike yevme izinil mesâk(mesâku).
- إِلَىٰ رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ ٱلْمَسَاقُ
- (26-30) Hayır, can boğaza dayandığı, “Kimdir (bunu) iyi edecek?” dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.
31.ayeti
Kıyâmet 31
- Fe lâ saddeka ve lâ sallâ.
- فَلَا صَدَّقَ وَلَا صَلَّىٰ
- O, (Peygamberi) doğrulamamış, namaz da kılmamıştı.
32.ayeti
Kıyâmet 32
- Ve lâkin kezzebe ve tevellâ.
- وَلَٰكِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ
- Fakat yalanlamış ve yüz çevirmişti.
33.ayeti
Kıyâmet 33
- Summe zehebe ilâ ehlihî yetemettâ..
- ثُمَّ ذَهَبَ إِلَىٰٓ أَهْلِهِۦ يَتَمَطَّىٰٓ
- Sonra da kasıla kasıla ailesine gitmişti.
34.ayeti
Kıyâmet 34
- Evlâ leke fe evlâ.
- أَوْلَىٰ لَكَ فَأَوْلَىٰ
- (34-35) “Bu azap sana lâyıktır, lâyık! Evet, lâyıktır sana, lâyık!” denecektir.
35.ayeti
Kıyâmet 35
- Summe evlâ leke fe evlâ.
- ثُمَّ أَوْلَىٰ لَكَ فَأَوْلَىٰٓ
- (34-35) “Bu azap sana lâyıktır, lâyık! Evet, lâyıktır sana, lâyık!” denecektir.
36.ayeti
Kıyâmet 36
- E yahsebul’insânu en yutreke sudâ(sudân).
- أَيَحْسَبُ ٱلْإِنسَٰنُ أَن يُتْرَكَ سُدًى
- İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder.
37.ayeti
Kıyâmet 37
- E lem yeku nutfeten min menî yin yumnâ.
- أَلَمْ يَكُ نُطْفَةً مِّن مَّنِىٍّ يُمْنَىٰ
- O dökülen meniden ibaret az bir su değil miydi?
38.ayeti
Kıyâmet 38
- Summe kâne alakaten fe halaka fe sevvâ.
- ثُمَّ كَانَ عَلَقَةً فَخَلَقَ فَسَوَّىٰ
- Sonra bu, bir “alaka” oldu. Derken Allah onu yaratıp güzelce şekillendirdi.
39.ayeti
Kıyâmet 39
- Fe ceale minhuz zevceyniz zekere vel unsâ.
- فَجَعَلَ مِنْهُ ٱلزَّوْجَيْنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلْأُنثَىٰٓ
- Nihayet ondan da erkek ve dişi iki eşi var etti.
40.ayeti
Kıyâmet 40
- E leyse zâlike bi kâdirin alâ en yuhyiyel mevtâ.
- أَلَيْسَ ذَٰلِكَ بِقَٰدِرٍ عَلَىٰٓ أَن يُحْۦِىَ ٱلْمَوْتَىٰ
- Şimdi, bunları yapan Allah’ın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Buraya Bir Yorum bırakarak sayfaya değer katabilirsiniz..
❗ Yorumlar Denetlendikten sonra yayınlanır ❗