Buruc suresi türkçe okunuş sesli takip
Kuranı kerimin 85. sıradaki 85. suresi (85. sure) Buruc suresinin Kolay ezberleme ve doğru okuma için okunuşu ile latin harflerle yazılışını ve anlamını en kolay anlaşılan şekilde biraraya getirdik. dilerseniz surenin sonundan mp3 olarak bu sureyi indirebilirsiniz. Allah Blogumdan faydalananlara zihin açıklığı versin.
1.ayeti
Büruc 1
- Ves semâi zâtil burûc(burûci).
- بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلْبُرُوجِ
- Burçlarla dolu göğe andolsun,
2.ayeti
Büruc 2
- Vel yevmil mev’ûd(mev’ûdi).
- وَٱلْيَوْمِ ٱلْمَوْعُودِ
- Va’dedilmiş güne (kıyamete) andolsun,
3.ayeti
Büruc 3
- Ve şâhidin ve meşhûd(meşhûdin).
- وَشَاهِدٍ وَمَشْهُودٍ
- (3-5) Şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki, (mü’minleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar lânetlenmiştir.
4.ayeti
Büruc 4
- Kutile ashâbul uhdûd(uhdûdi).
- قُتِلَ أَصْحَٰبُ ٱلْأُخْدُودِ
- (3-5) Şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki, (mü’minleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar lânetlenmiştir.
5.ayeti
Büruc 5
- Ennâri zâtil vekûd(vekûdi).
- ٱلنَّارِ ذَاتِ ٱلْوَقُودِ
- (3-5) Şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki, (mü’minleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar lânetlenmiştir.
6.ayeti
Büruc 6
- İzhum aleyhâ kuûd(kuûdun).
- إِذْ هُمْ عَلَيْهَا قُعُودٌ
- (6-7) O vakit, ateşin etrafında oturmuş, mü’minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
7.ayeti
Büruc 7
- Ve hum alâ mâ yef’alûne bil mu’minîne şuhûd(şuhûdun).
- وَهُمْ عَلَىٰ مَا يَفْعَلُونَ بِٱلْمُؤْمِنِينَ شُهُودٌ
- (6-7) O vakit, ateşin etrafında oturmuş, mü’minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
8.ayeti
Büruc 8
- Ve mâ nekamû minhum illâ en yu’minû billâhil azîzil hamîd(hamîdi).
- وَمَا نَقَمُوا۟ مِنْهُمْ إِلَّآ أَن يُؤْمِنُوا۟ بِٱللَّهِ ٱلْعَزِيزِ ٱلْحَمِيدِ
- (8-9) Onlar mü’minlere ancak; göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan mutlak güç sahibi ve övülmeye lâyık Allah’a iman ettikleri için kızıyorlardı. Allah, her şeye şahittir.
9.ayeti
Büruc 9
- Ellezî lehu mulkus semâvâti vel ard(ardı), vallâhu alâ kulli şey’in şehîd(şehîdun).
- ٱلَّذِى لَهُۥ مُلْكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ ۚ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ شَهِيدٌ
- (8-9) Onlar mü’minlere ancak; göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan mutlak güç sahibi ve övülmeye lâyık Allah’a iman ettikleri için kızıyorlardı. Allah, her şeye şahittir.
10.ayeti
Büruc 10
- İnnellezîne fetenul mu’minîne vel mu’minâti summe lem yetûbû fe lehum azâbu cehenneme ve lehum azâbul harîk(harîkı).
- إِنَّ ٱلَّذِينَ فَتَنُوا۟ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا۟ فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ ٱلْحَرِيقِ
- Şüphesiz mü’min erkeklerle mü’min kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmeyenlere; cehennem azabı ve yangın azabı vardır.
11.ayeti
Büruc 11
- İnnellezîne âmenû ve amilus sâlihâti lehum cennâtun tecrî min tahtihel enhâr(enhâru), zâlikel fevzul kebîr(kebîru).
- إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَهُمْ جَنَّٰتٌ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ ۚ ذَٰلِكَ ٱلْفَوْزُ ٱلْكَبِيرُ
- İman edip salih ameller işleyenlere gelince; onlara içinden ırmaklar akan cennetler vardır. İşte bu büyük başarıdır.
12.ayeti
Büruc 12
- İnne batşe rabbike le şedîd(şedîdun).
- إِنَّ بَطْشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ
- Şüphesiz, Rabbinin yakalaması çok çetindir.
13.ayeti
Büruc 13
- İnnehu huve yubdiu ve yuîd(yuîdu).
- إِنَّهُۥ هُوَ يُبْدِئُ وَيُعِيدُ
- Şüphesiz O, başlangıçta yaratmayı yapar, sonra onu tekrarlar.
14.ayeti
Büruc 14
- Ve huvel gafûrul vedûd(vedûdu).
- وَهُوَ ٱلْغَفُورُ ٱلْوَدُودُ
- O, çok bağışlayandır, çok sevendir.
15.ayeti
Büruc 15
- Zul arşil mecîd(mecîdu).
- ذُو ٱلْعَرْشِ ٱلْمَجِيدُ
- Arş’ın sahibidir, şanı yüce olandır.
16.ayeti
Büruc 16
- Fa’âlun limâ yurîd(yurîdu).
- فَعَّالٌ لِّمَا يُرِيدُ
- Dilediğini mutlaka yapandır.
17.ayeti
Büruc 17
- Hel etâke hadîsul cunûd(cunûdi).
- هَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ٱلْجُنُودِ
- (17-18) Orduların, Firavun ve Semûd’un haberi sana geldi mi?
18.ayeti
Büruc 18
- Fir’avne ve semûd(semûde).
- فِرْعَوْنَ وَثَمُودَ
- (17-18) Orduların, Firavun ve Semûd’un haberi sana geldi mi?
19.ayeti
Büruc 19
- Belillezîne keferû fî tekzîb(tekzîbin).
- بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ فِى تَكْذِيبٍ
- Hayır, inkâr edenler, hâlâ yalanlamaktadırlar.
20.ayeti
Büruc 20
- Vallâhu min verâihim muhît(muhîtun).
- وَٱللَّهُ مِن وَرَآئِهِم مُّحِيطٌۢ
- Oysa Allah, onları arkalarından kuşatmıştır.
21.ayeti
Büruc 21
- Bel huve kur’ânun mecîd(mecîdun).
- بَلْ هُوَ قُرْءَانٌ مَّجِيدٌ
- Hayır, o (yalanlamakta oldukları kitap) şanı yüce bir Kur’an’dır.
22.ayeti
Büruc 22
- Fî levhın mahfûz(mahfûzın).
- فِى لَوْحٍ مَّحْفُوظٍۭ
- O, korunmuş bir levhada (Levh-i Mahfuz’da)dır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Buraya Bir Yorum bırakarak sayfaya değer katabilirsiniz..
❗ Yorumlar Denetlendikten sonra yayınlanır ❗